14 Mart 2010 Pazar

***

Kemerin delikleri gibi hayata açılmış bir deliği gözlerimin ucuyla süzüyor ve sana dokunmayı reddeden yüreğim bu deliklerden geçip arınmak istiyor. Nefesimin sesini unutmuşken sessizliğini nasıl hatırlayayım. Soru sormaktan yorgun düşen bedenim beni neden bu kadar yalnız koyuyorsun bu haksız savaşta? Ben bir yağmur isem sen neden benim düşen damlalarıma kol kanat geren toprak olmuyorsun? Sevda olmak için sevdaya dokunmak değil de sevdayı özlemek mi gerekiyor? Kalemim mi kırıldı yoksa dizelerde kendimi yasak sarmaşığın sevimsiz kollarında dans ederken buluyorum. Duydum ki duymayı seçmediğim sevgisizliğin hazin vedası bana dokunur olmuş. Sen seçmediğim bir diyarda seçmediğim özlemim olsaydın eğer ben seçimsizliğin orta yerinde yine de sana koşardım. Ama sen, ben olamadın. Olgusuzluk mu bizi kaybettirdi yeneceğimiz oyun sehpasında? Sorgulamayı neden hücrelerim bu kadar arzuluyor? Arzudan da öte sevgiye hasret kalan yetim ben mi yoğruluyor semalarımda. Ben bir aşk yazdım. Aşkın derin ufkunu sana anlatırken. Sen neden dinlemeyi bile beceremedin ki? Oysaki her masal dillerimde hoşnutluk sınavını çoktan aşmış gülümsemeyi her şeyi ile yapabilmekte iken?



Bir sevgiliye özlem neden beni kelepire yatan berduşlar gibi devasa yaranın yatağına akan irinler gibi acıtır oluyor. Ben hangi yaşamın sevdasızlığında yandım ki kendime sormadığım sorular bu kadar canıma yetiyor olsun.


Kırgınım. Kendime olan kırgınlığımı anlatacak sözcük kalmadı biliyorum. İçsel içsel susan gözlerim içinde bir alev kütlesini taşır oldu da nasıl söneceği güne koşar olsun. Ateşten gömlek giyen hangi suya atlasın ki söndüğünde yara izi silinir olsun. Ben gömlek giymeyi değil de ateşi kadeh kadeh içmeye koyulmuşum. Şarap dedikleri mayhoşluk iken ben benzersiz ateşin mayhoşluğunda sarhoş olmuşum. Dönüp semazenler gibi şakıyan sulara dans ediyorum. Duymuyor musun kahkahalarımı, ben duyuyorum sağır olan kulaklarımla. Sen ben olmadın ki beni benden ötede duyabilesin. Güneşe dönüp yol alıyorum. Gözlerim benden alınacak biliyorum. Ama değer. Güneşi ben kadar sevseydin eğer sende anlardın ona değer...

1 yorum:

  1. Öylesine tanıdık,öylesine yakıcı'ki bu sözler,muhatabı her kim ise sonunda anlıyacaktır,anlıyacaktır ama sular aynı berraklığında olmıyacaktır.

    Acıtıyor ama,çok güzel bir yürek sesiydi.

    Saygılar sevgiler.

    YanıtlaSil