15 Nisan 2010 Perşembe

Dün'den Bugün'e

Sıcacık her şey yerli yerinde...Hayır değil!...
Öyle çok şeyi hasır altı etmiş ki beynim...


Okula giderken annem saçlarımı örerdi. Tarar, tarar sonra koklardı...Derslerimi çalışmamı ,teneffüslerde kudurmamı söylerdi...Ne aksilik aynı gün yakartop oynarken düşer çoraplarımı ve dizlerimi parçalardım.Ya mendil kapmacalar:) Deli saçması olduğunu düşündüğüm çam ağacının iğne yapraklarından taçlar örmem yada papatyadan...Zavallı papatyalar kuruyup giderlerdi...Belki bugün öç alıyorladır...


Ya kolej zamanlarım:))Yatakhanede dansözlük yaparken Madamlara yakalanmam ..hiç hoş değil:))
En ayıp fransızca kelimeleri en önce ezberlemiştim...Peki ya ,,,Herkese tükürmek..ayyy nasıl unuturum:)) bir ara da bu huyum vardı:)Küfür edip tükürüyordum... Sonra Sema abla anneme söylemişti bir araba sopa yemiştim.... Annem----sen gün geçtikçe akıllanacağın yerde ,gittikçe azıyorsun--- demişti:( Şimdi geldiğim nokta , bu sözden yola çıkıldığında korkunç olmalı...
Edebiyat Hocamız Zuhal Hanım; Onu öyle çok severdim ki...çok özlüyorum...Öldü... Kırk sekiz yaşında ..Kanserden... Kompozisyonlarımı tüm sınıfa okurdu...Bittiğinde de - yine korkunç olmuş- derdi..Benim iyi bir tiyatro yazarı olacağımı söyler...Gözlerime BAKAR,,, ama uzun uzun bakar..- Ne oldu benim  sarı saçlıma - deyip gülerdi... Uyuşuk kızdım... O öyle yüzüme baktığında ağlamak gelirdi içimden...
İlk sigara içişimiz ise tam bir piskopatlık senfonisiydi. Okulun erkekler tuvaletinde, Arif, kene , ben ,nejla diye bir kız, paketi saklayacak yer olmadığı için yakıp yakıp söndürüyorduk..Bir paket sigarayı bitirdik...Dumandan göz gözü görmüyordu. Yakalandık :( Disipline gönderdiler...Bugün de öyle yakalanıyorum,,,ama bu kez kendimi disipline veriyorum.Kendi disiplin kurulumu kendim yaptım...İnanın bu çok daha acımasız...
O zamanlar, herşeyin zor olduğunu düşünürdüm..Dersler, anne , baba baskısı, erkek arkadaşımın olmayışı , siyasi meseleler, şişmanlık, sivilcelerim, ucundan çatlayan Quenn LP.'im... Günlerce beni üzerdi...
Bugün, ya bugün....Sivilcelerimi özlüyorum desem bana güler misiniz?...
En çok da okulu kırdığımız günleri özlüyorum...Hemen soluğu Büyükada'da alırdık...Para da yok...İt ayağı gibi dolanırdık...Arif :) deli ya..Bisiklet kiralamıştı son parasıyla , nerdeyse ada da mahsur kalacaktık ,,Allah'tan bzim gibi okulu kıran arkadaşlara rastladık da , yırttık...Aç aç dolanırdık...Kaşarlı tost, Simit , elvan gazozu, çay...işte en zengin menü....

 O günler şimdi büyülü gibi,,,sanki hiç yaşanmamış, hep hayal etmişim..Oysa ki, keşke onlar gerçek olsa, şimdi yaşananlar ,rüya olarak kalsa,,,sabah uyansam,,,Selver beni yakartop oynamaya çağırsa,,, Annem yine saçlarımı örse,,sek sek oynasam,,,Hiçüzülmesem...bana hiç yalan söylenmemiş olsa ve ben yalan söylememiş olsam...Hiç oyunlara kurban gitmemiş olsam, birileri dedikodumu yapmamış olsa...Ben de yapmasam...

Güzel olabilse , dün gibi........................

F.................................

3 yorum:

  1. ne oldu prenses? dün ağırlık olup bastı değil mi? aynen öyle...aynen öyle...

    YanıtlaSil
  2. Büyüdük ve kirlendi dünya. Hayat böyle işte.

    YanıtlaSil